Dün Twitter'da @ozlemrodin yayınlamıştı; ben de şu anda hissettiklerime tam tercüman oldu diye aldım koydum buraya....
Akrep gibisin kardeşim.
Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
Serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
Midye gibi, kapalı rahat.
Ve sönmüş bir yanardağı ağzı gibi korkunçsun kardeşim.
Bir değil,
Beş değil,
Yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
Gocuklu celep kaldırınca sopasını
Sürüye katılıverirsin hemen.
Ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani.
Hani şu derya içre olup
Deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyda, bu zulüm
Senin sayende
VE AÇSAK, YORGUNSAK, ALKAN İÇİNDEYSEK EĞER
Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
Kabahat senin,
-demeğe de dilim varmıyor ama-
Kabahatın çoğu senin, canım kardeşim.
Nazım 1947
"Türkiye’nin en zengin şehrinde, çavuş babasının maaşı yetmediği için dershaneye gidemeyen, ücretsiz Mehmetçik Dershanesi’ne gitmeye çalışırken hayatını kaybeden Buseciğim." Yılmaz Özdil'in yazısından...
YanıtlaSil