3 Mart 2013 Pazar

YA SONRA?

Vincent'in kardeşi Theo'ya yazdığı mektuplarda bana en çok dokunan bölüm benim üstün körü çevirimle aşağıdakidir:

"Şu anda her şey benim için çok kötü gidiyor; hatırı sayılır bir zamandır bu böyle ve gelecekte pekala da bu şekilde devam edebilir. Yine de her şeyin, yanlış göründüğü bir sürenin sonunda, daha iyiye gitmesi mümkün. Sırtımı bu olasılığa yaslamıyorum;  bu, hiç gerçekleşmeyebilir. Ama iyiye doğru bir değişiklik olacaksa eğer, bunu bir kazanç olarak kabul etmem gerekir. Neşelenmem ve "nihayet" demem gerekir: "En sonunda bir nefes aldım."

(Well right now it seems that things are going very badly for me, having been doing so for some considerable time and may continue to do so well into the future. But it is possible that everything will get better after it has all seemed to go wring. I am not counting on it, it may never happen, but if there should be change for the better I should regard that as a gain, I should rejoice, I should say, at last! So there was something after all.)



Vincent için gidişatın iyileşmediği gibi dayanılmaz boyutlara ulaşarak daha da kötüleştiğini biliyoruz. Hatta intihar mektubunda kesinlikle kurtarılmamasını isterken "çünkü bu ıstırap hiç bitmeyecek," demiştir.

Onca acıklı mektubu arasında bana en hazin, ama en insancıl insanlık hali olduğu için en hazin gelen budur.

Hepimiz şu anda hayatımızın Vincent'in o gün durduğu noktasında duruyoruz. Onunki kadar zor bir geçmişten gelmiyoruz belki ama her şeyin daha iyiye gitmesini, yeterince sebebimiz olmamasına rağmen umuyoruz. Ve soruyoruz; "Ya sonra?"            

Kendi hayatımızın sonrasını bilmiyoruz ama Vincent'inkini biliyoruz. Ama işte onun gibi dükkanı kapatıp gitmeyeceğimize göre biz de umut edeceğiz.

Deliliğin ve umudun kitabı Silver Linings Playbook tam da bundan bahsediyor. Filmi çok güzeldi, şimdi kitabı okuyorum. Bitirince yazacağım.