28 Aralık 2010 Salı

OKUDUM: BALYOZ, BİR DARBE KURGUSUNUN BELGELERİ VE GERÇEKLER

Siz de okuyun. Çetin Doğan'ın kızı ve damadı, Pınar Doğan ve Dani Rodrik yazmış. Asker sevmiyorsanız da, darbe girişimleriden eminseniz de bu davada 196 kişi yargılanıyor; toplum vicdanı. Okuyun lütfen.


Benim burada bu kitapta bahsetme nedenim -verilen çelişkili delil örnekleri ibretlik ama onlar değil- bir paragrafa denk geldim. Uzun zamandır hissettiğim ama Orwell'in 1984'ünü okumamış olduğumdan adını koyamadığım bir Türkiye olgusunu açıkladı bana. Gerçekten de durum budur:

George Orwell'in "1984" romanında devlet, kendi realitesini halka empoze etmek için yeni bir lisan icat eder. Lisanın amacı insanların düşüncelerini kısıtlamak ve yönlendirmektir. Zaman ve benzer yayın organları Türkiye'yi de neredeyse böyle bir konuma getirdiler. Bu yayın organlarının Türkçe'sinde terimler anlam karşılıklarıyla tam zıt şekilde kullanılıyor. "Güzel" aslında çirkin, "doğru" aslında yalan oluyor.

Dezenformasyondan şikayet ettikleri an kendilerinin dezenformasyon yaptıklarından emin olabiliyoruz. Hukuk dediklerinde hukuksuzluğu savunuyorlar. Demokrasiden bahsettikleri zaman anti-demokratik yöntemler dahil olmak üzere her şekilde kendi iradelerini kabul ettirmeyi amaçlıyorlar. (syf. 123)

Evet. Bu ülkede hukuk, özgürlük, hak, eşitlik, demokrasi gibi kelimeler zıt anlamlarıyla kullanılmaya başlandı. Dikkat.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder