19 Temmuz 2009 Pazar

BİR KERE DAHA THE MENTALIST



Geçen hafta Emmy adayları açıklandı ve şansıma Simon Baker bu adaylar arasında olduğu için CBS neredeyse bütün LA çatılarını The Mentalist, dolayısıyla Simon Baker billboard'ları ile donattı.

İkinci sezon gerçekten birincisinden çok daha karanlık ama şaşırtıcı bir şekilde daha keyifli. Daha önce yazmıştım; bu diziye hayranlığım Patrick Jane'in (Simon Baker) bir kere çok fena faka bastıktan sonra artık asla kül yutmuyor olmasından kaynaklanıyor. Arap saçı olaylar çözüldüğünde, "namus sözü" verenler yalancı çıktığında, kurban muamelesi görenin aslında eli kanlı katil olduğu anlaşıldığında Jane hazır; gerçeği çoktan anlamış, önlemini almış ve gülümsüyor. Bir daha faka basmak mı? Asla! Kendisine "Are you a psychic" dendiğinde "No, just paying attention" deyip mutevazi olsa da müthiş bir zeka.

Hayat karşısındaki hiç değişmeyen hazırlıksız halimi The Mentalist'inki ile kıyasladığımda ben, ödül bisküvisini almak için yapması gereken "otur, kalk, patini uzat" rutinini bir türlü ezberleyememiş olan ev sahibimin köpeği Jack kadar salak kalıyorum. Oturmam gereken yerde patimi uzatıyorum hep.


MENTALIST
/ ' men-tə-list/ noun

MENTALIST
Someone who uses mental acuity, hypnosis and/or suggestion.

MENTALIST
A master manipulator of thoughts and behavior.

3 yorum:

  1. *) ben daha çok farlar yerine sileceklerin çalışmasını hat ırlıyorum ...

    YanıtlaSil
  2. Göz yanılması sonucu, ben odadan çıkarken ayağa kalktıklarını zanettiğim ama dönüp bakınca bacak bacak üstüne atmış oturmaya devam eden bir grup adama kinaye yapar gibi "Lütfen rahatsız olmayın, sakın kalkmayın" dediğimde sen yoktun tabii.

    YanıtlaSil
  3. *)) bu hikaye zincirlerini de yazsana. Çok keyifliler.

    YanıtlaSil