13 Ekim 2009 Salı

Çocukları ile Dereye Atlayan Kadınlar ve Dicle Hoca'nın İntiharı


Kendinden 20 yaş büyük kocasından yediği dayak canına tak eden, gidecek başka hiç bir yeri olmayan, gitse "töre" diye öldürülecek kadın ne kadar çaresizdir? Üvey ana eline bırakmak istemediği çocuklarını da alıp Porsuk'a atlayacak kadar....

Koca evinden baba evine sığınan ama dayakçı kocasına geri gönderileceğini öğrenen kadın ne kadar çaresizdir? Beş aylık yavrusunu göğsüne bağlayıp boğuluncaya kadar dere içinde yürüyecek kadar...

Çaresiz, kimsesiz kadınlarla konuşup onların bu yaman çıkmazına tanıklık eden, töre cinayetleri üzerine çalışan bir Sosyoloji hocası ne kadar acı çeker? Bir sabah şafak sökerken ardında kısacık bir not bırakıp kendini Boğaz'ın sularına atacak kadar...

Boşanamayan, kurşun yağmuruna tutulan, dövülen, tecavüze uğrayan, bilerek cahil bırakılan, bilerek parasız bırakılan kadınlar! Bakın başınızın çaresine. Yok! Bu ülke, bu hükümet, bu bakan, "baba," "abi" dediğiniz adamlar yardım etmeyecek size işte...

Çok ama çoooook acı var.

2 yorum:

  1. çok ama çok acı var. çok ama çok hırs var. çok ama çok adaletsizlik var. hassas yürekler ne kadar dayanabilir, susuz kalan çiçeklerin dayanabileceği kadar. bugün Ankarada domuz gribi, başkent üni. rektör ataması haberlerini aldıktan sonra hocanın intiharını okudum...kaç kişi duydu, kaç kişi ilgilendi.

    YanıtlaSil
  2. Cenazesi de çok acıklı. Kadınlar sırtlamış tabutu. Çok büyük sorunlar, çarpıklıklar var bu ülkede, geçmeyecek, bitmeyecek...

    YanıtlaSil