Uğur Dündar gazeteciliğini, Susurluk'un ortaya çıkşında, mafya ile mücadelede, gıda sağlığında, ihale yolsuzluklarında, haberin veriliş şeklini her zaman beğenmesem de, takdir ederim. Ama bir haberi vardır ki, üzerinden yıllar yıllar geçmesine rağmen aklımdan bir türlü çıkmaz. Hayır, Halil Bezmen olayı değil. Haber kimsenin hatırlamadığı isimsiz bir adamla ilgili. Kimse hatırlamaz, bense unutamadım...
Mahalleli Uğur Dündar ve ekibini çağırır, "evinden dışarı adımını atmayan, hiç çıkmadan yaşayan bir adam var burada" diye. Dündar ve ekibi mahalleye varır, bulurlar adamı. O sırada babam bana agorafobili panik bozukluk nedir, onu anlatmaya başlar. Bir yandan da "inşallah çıkarmazlar adamı evden" der. Ama Dündar, adamı elinden tutar, "bak korkacak ne var kuşlar, böcekler, güneş" diyerek dışarı çıkarır. Adam ertesi gün, belli ki artık evinin içinde dahi kendini güvende hissetmemektedir, yatağının altında ölü bulunur, kalp krizi geçirmiştir. Korkunun tetiklediği şidetli bir panik atak sonucu olduğunu tahmin ettiğim bu ölümün haberini de yine Dündar ve ekibi iletir bize.
Ben ne zaman Dündar'ı görsem, aklımdan mafya ile mücadelesi, Susurluk falan silinir, sadece agorafobik bir adamı "gel kardeşim" deyip elinden tutup dışarı çıkarmasını düşünürüm. Tıpkı Ayşe Arman'ı görünce sadece ve sadece, kendisine röportaj vermeyen bir tecavüz mağduru kadını köşesinden "sen bana röportaj vermezsen başkalarının da başına aynısı gelecek, sen sorumlu olacaksın" benzeri bir cümle ile tehdit ettiğini hatırlamam gibi...
BU ülkede kimiin başkasının yaptığı seçimlere saygısı olduğunu gördünüz?
YanıtlaSilÖzellikle göz ünündeki kimseler bu konuda örnek olup seçimlere saygılı olmalıyken, saçma sapan ithamlar, zorlamalar ile yozlaşmaya giden yola yerler daha iyi kaysın diye habire vıcık vıoık yağ boca etmekte.