Saç telleri ile o kadar da ilgilenmediğini; sana karşı en büyük kabahatin yeise kapılmak olduğunu söylerler. Can, umutsuzluğun karanlığına kapıldığında, senden ümidini kestiğinde, senin ondan ümidini kestiğini düşündüğünde, Şer'in istediğinin olacağını... Ne olursa olsun; uçsuz bucaksız çöle, sağır edici sessizliğe, "aynı taşa takılıp aynı duvara toslamaya," anne duasının duyulmaz olduğu kaosa, güneş yoksunu gölge mahkumu olmaya katlanmak gerektiğini...
Yine de sadece "ol" diyerek alemler yaratan senin biz fanilerin zahmetsiz dileklerine her seferinde böylesine direnmen kalbimizi kırıyor. Ne yapalım...İnsanoğluyuz. Bu yüzden ne olur duy kalbi kırık sana sesleneni; ona iç ferahlığı ver, vesveselerini kovmasına yardım et, aklın mantığını yeisin felç edici etkisine üstün kıl, bu gece o uyurken kulağına "senden ümidini kesmemesini, ondan ümidini kesmediğini" fısılda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder