Bu sabah kalktığımda tanıdığım birkaç kişi ile beraber üzerimize dün gece kozmik bir şeyler serpildiğini, ayrı ayrı dizlerimizin üzerine çöküp yukarıdakine sığınıp, yakarıp serzenişte bulunduğumuzu fark ettim. Demin Ece ajandama bakıyordum da o zaman gördüm; dün gece Gündönümü Fırtınası varmış. Acaba rüzgar ötelerden bir esinti mi taşıdı bizim fani hayatlarımıza?
2006 yılından beri süslü, cicli bicili ajandalar kullanmıyorum. Hayatımda sadelik, işlevsellik ve hafiflik istediğim bu döneme girdiğimden beri, ilk gençliğimde hiç ilgilenmediğim Ece ajandaları artık benim de vazgeçilmezim. Aşure Günü'nden, üzümlerin kızarmasından, Doğu rüzgarlarının esmeye başlamasından, birinci cemrenin havaya ne zaman düşeceğinden, hepsinden hepsinden haberdar olmak istiyorum.
Yalnız tabii, bu ajandaların Ece'den kaynaklanmayan bir sorunları var; içine benim kendi el yazımla yazdıklarım. Bazı insanların isimleri, not düşülen ve gidilen randevular, olacak zannettiğim ama gerçekleşmeyen hayallerin hayaletleri bugün hala tüylerimi diken diken ediyor. Bu defterleri atmalı mıyım yoksa şu anda tekrar tekrar okumaya yüreğim dayanmasa da saklamalı mıyım; ileride "işte ben bu yollardan yürüdüm de büyüdüm" diyebilmek için...
Herkese tüm dileklerinin gerçekleştiği, sağlıklı, bereketli bir yıl diliyorum. Hoş geldin 2010.
Ece ajandaları, 100. yılını kutlarken, asırlık bir geleneğin bir parçası olduğum için mutlu oluyorum. Cumhuriyet'le yaşıt Eyüp Sabri Tuncer kolonyalarını veya Komili'nin hamam sabunlarını kullanmak gibi...
YanıtlaSilDefterleri atma...Onlara ihtiyaç var. :)
YanıtlaSilCanım,çok çok beğendim yazını...Defterleri atma lütfen,onlar senin kişisel tarihin.2010 da tüm kozmik güçlerin iyi niyeti seninle olsun.
YanıtlaSilSevgiler
Sayın ATAC,
YanıtlaSilSize gec döndügümüz icin umarız bizi bagıslarsınız..
Mesajınız icin binlerce tesekkür ederiz.
Umarız ileriki dönemde yurdun her kösesinde yüz yıllık müsteri dostlarımızla bulusma imkanımız olur..
Sevinerek öğreniyorum ki ajandaları aktif olarak kullanıyorsunuz..
Belki biliyorsunuzdur ama ben yinede tekrarlamakta yarar görüyorum..
Türkiyenin en önemli halkla iliskiler duayeni sayın Betul Mardin hanımefendinin babasından kalma 60 küsur Ece ajandası var.her bir sayfası o günün özel ve genel olaylarıyla,duygu ve düsünceleriyle dolu dolu..Yıllar sonras bile kızı onları "Hazinelerim" diye saklıyor ve kendi deyimiyle "her bası sıkıstıgında onlara sıgınıyor"
Lütfen basladıgınız bir seyi devam ettiriniz..Cevrenize ve cocuklarınıza elle yazarak hayatı ve zamanı kontrol etmeleri icin örnek olunuz..
Dilerim ileride biz onları Ece Yayınları arasında basabilir ve gün ısıgına cıkarırız...Kim bilir..
Nihat Erim'in,İsmet İnönü'nün ajandaları gibi..
İyi yıllar,mutlulklar dileriz...
Seydali Gönel
O zaman saklayacağım ajandaları. Hepinize çok çok teşekkürler..
YanıtlaSil