12 Kasım 2011 Cumartesi

CİNNET GÜNDEMİMİZ

Azra Bebek'ten gayrı mucize yaşanmadı Van'da. Gelen haberler hep kötü; kendimizi alıştırmamız istenen hep en kötüsü. Hele ikinci deprem 5.6 şiddetiyle devirebildi ya çok katlı binaları; yorgun, kaçak, hasarlı oldukları için. Sonra bir de kara kış bastırdı. Enkazdan çıkan ölülere, naylon çadırlarda üşüdüğü için zatürre olup ölen bebeler eklendi. Uyum seminerine katılmak için biraraya gelmiş gencecik öğretmenlerin toplu ölümlerinin acısına, görev başında ölen 2 gazetecinin acısı bindi. Gazetecilerin sosyal güvencesinden yıpranma payını çıkaranlar, gazeteciliğin sadece İstanbul plazalarında yapılmadığını hatırlamış mıdır acaba bu vesileyle? Depremde ölen öğretmenlerin memleketlerine gönderilen cenazelerinden, THY 250 lira almaya utanmamış, onu biliyoruz bakın.




İktidarın halka hitap ettiği zamanlarda kendini alkışlatmasına alışığım da hiçbir zoraki alkış, Başbakan'ın Erciş'teki konuşmasından sonra duyduğumkiler kadar dokunmamıştı insanlık onuruma. Bu hafta bir de Kamer Genç'in TBMM kürsüsünden hoyratça itilmesi çok rencide etti beni.

TÜBA'nın başına gelenler ise ayrı bir ibret hikayesi. TÜBA'nın eleştirilecek çok yanı olduğu kesin. Her şeyden önce bilim dünyasında sözü geçen, saygın bir akademi olmayı başaramadı onca zaman. Ama şimdi... Şimdi özerkliği gitti elden. Sadece Yürütme'nin atayacağı adaylar, tek başlarına karar almada gereken çoğunluğu oluşturabilecek bundan sonra. Ayrıca bu kadar kalabalık bilim akademisi olur muymuş? İstediğiniz kadar halkçı olun, bilim akademisi dünyanın her yerinde seçme, seçkin ve seçkinci olur.

Velhasıl enkaz çok memlekette. Van'ın "afet bölgesi" ilan edilmesi yetmeyecek. Türkiye'nin "afet ülkesi" ilan edilmesi gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder