Hayat bildiğim gibi akmaya devam ediyor. Çalışıyorum; yaz bitmeden bitmesi gereken makaleler var. Yaz okulunda da dersim var bir tane. Gözümde geçen sene ortaya çıkan sorun nüksetti. Hastalik ciddi değil de kimse nüksetmesini beklemiyordu. O yüzden moraller biraz bozuldu. Kelime Oyunu'nu fırsat buldukça seyretmeye devam. En son "Marşandiz" sorusunda
_ Ü K T R _ N İ
görünümlü yanıta bakıp bakıp "Bir şey treni ama ne treni. Ne treni acaba" diyen kadıncağız sunucu da dahil herkesin sinirini bozdu mesela. Temmuz 11'i de ettik bu arada. Daha önceleri, yaz doğumlu olmama rağmen hiç sevmediğim yaz mevsimini sever oldum birkaç senedir. Sebeplerini düşündüğümde aklıma ilk gelenler:
1) Cam boncuk takılar
2) Yemeniler
3) Karpuz
4) Limon dilimli soğuk su
5) Limonata
6) Bisküvi arası dondurma
7) Yeşil çay ve limon çiçeği kokulu eau de cologne (Yves Rocher)
8) Hafif rüzgarla serinleyen akşamüstleri
9) Topukların arkadan parmakların önden fırlamadığı sandallar
10) Tatile erken çıkanların boşalttığı tenha Ankara
11) Okul hazırlığı yapmak için evlerine dönenlerin boşalttığı tenha Bodrum
12) İçi diri kalmış sımsıkı sarılmış kabakçiçeği dolması
13) Gümüşlük'teki Niyazi'de denizin içinde oturarak akşam yemeği yemek
14) 2'ye 5'e püfür püfür elbiseler alınan bez pazarları....
Güneş yanıkları, sıcakta zıplayan sinirler, pişikler için henüz yapacak bir şey yok tabii... Önümüzdeki hafta Ankara'da 36-37 dereceyi bekliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder