Oturduğum yerde oturmamı engelleyecek, kalkıp her gün karşımdaki televizyona bağıracak kadar çok kızıyorum bu adamlara... En çok da nasıl bu kadar sevgisiz olabildiklerine hayret ediyorum. Ölen insanların varlığı karşısında nasıl bu kadar ruhsuz ve kalpsiz durabiliyorlar... Bir can kaybının ailesinde yarattığı yıkımı paylaşmak için o insanı tanımak mı gerekiyor? Ulaştırma Bakanı'nın seçim gezisi programını değiştirip İstanbul'a dönmesi için bir uçak kazasından daha büyük ne olması lazımdı? Kazazede yakınlarını Hollanda'ya götüren uçağa Bakan'ın da binmesini beklemek, kendi aldığı bilgilerle endişeden ölmek üzere olan insanları rahatlatmasını istemek koskoca, büsbüyük, sıradan insanlardan çook önemli bir bakandan beklenmeyecek bir şey mi?
O kadar önemli bir insan ki kendisi, uçağa binip Hollanda'ya gitmedi, İstanbul'a veya Ankara'ya da dönmedi. Gazetelerden öğrendiğimiz kadarı ile Bingöl'de zaten daha önce açılmış olan cadde ve parkları kurdele kesip yeniden açtı....Uyduruktan hızlandırdıkları trene oturttukları yolculardan 40'nın ölmesini de istifa etmek için yeterli görmemişti kendisi. Her kar yağdığında, buzlanma olduğunda ölümlü kazaların yaşandığı Bolu Tüneli'ni davul zurnayla kendilerinin açmış olduğu da umrunda değil.
Sonuç olarak işte bir kere daha gördük ki sevgisizsiniz, yetersizsiniz, beceriksizsiniz, kötüsünüz kötü...