Bir yığın işim gücüm var hanfendi ama size cevap vermek zorundayım: Yurtdışında kız-erkek ayrı eğitim veren okullar var; doğru. Avrupa'da, ABD'de, özellikle ABD'de sadece kız öğrencilerin gittiği çok prestijli üniversiteler var. "Yedi Kızkardeş" denen liberal kolejlerden bahsediyorum. Bu konuda biraz bilgi sahibiyim, çünkü ailede bu okullardan birinde çalışan bir profesör var. Profesör erkek.
Kızları ve erkekleri dini amaçlı ayıranlar haricinde bilinçli olarak sadece kız eğitimine odaklanan okullar var yurtdışında. Ama hiç biri kızla erkeği birbirinden ayrı tutmak, bir cinsin diğer cinsten kaçınmasını sağlamak, iki cinsi ayrı mekanlara kapatmak, kızlara büyüyen göğüslerinden utanmasını, bacaklarını bitiştirerek oturmasını öğretmek amacını gütmüyor. Onlara "kadının en asli görevi anneliktir," "evliliklerde kadın alttan alır," "kocan ne zaman isterse onu yatakta memnun etmek zorundasın, evliliklerde tecavüz olmaz" saçmalıklarını rahat rahat anlatabilmek için kız okulu kurulmuyor.
Dini amaçlı olmayan kız okulları, kadınların erkek egemen dünyada geri kaldıkları ve bu geri kalmayı kendi çabaları ile gideremeyeceği varsayımından hareket ediyor. Onları, her yönden güçlendirerek (empowerment), dezavantajlarını gidermek ve erkek egemen dünyadaki engelleri aşarak erkeklere eşit bireyler olmaları için özel olarak, oya gibi işleyerek eğitiyor. Erkek profesörler de eğitim veriyor. Diplomalarını aldıktan sonra bu zehir gibi kızları, hak ettikleri yere bileklerinin gücü ile geleceklerini bilerek, tekrar erkeklerin arasına salıyorlar.
ABD'deki istatistiklere göre tüm kadın üniversite mezunlarından sadece %4'ü "Yedi Kızkardeş" mezunu. Ama aldıkları eğitim öyle bir işe yarıyor ki; bugün Amerikan Kongresi'ndeki kadınların %50'si kız okullarından geliyor. Yani soyadları Türköne, Dağı veya Albayrak olduğu için değil dezavantajlarını giderecek eğitim aldıkları için meclise geçip oturuyorlar.
Var mısınız böyle kızlar yetiştirmeye? Ama sizin bahsettiğiniz kız-erkek ayrı eğitimin böyle bir amaç gütmediği ortada. Gütseydi zaten "kadın erkek eşit değildir" diyen bir adamın kabinesinde oturuyor olmaktan büyük hicap duyardınız bugün.
Bravo, kaleminize sağlık..
YanıtlaSilNe kadar da güzel anlatmışsınız.
Çok teşekkür ederim. Her şey o kadar eksik bilerek o kadar yanlış tartışılıyor ki... Katherine Hepburn de yukarıda anlattığım Bryn Mawr'dan mezun. Her sene mezun olan kızlar onu anmak, örnek aldıkları figürün o olduğunu tekrar etmek ve özgürlüklerini ilan etmek için okulun ortasındaki havuza atlıyorlar, ilk Hepburn öyle yapmış çünkü :))
YanıtlaSilBu arada Twitter ve mail ile yorum yollayan herkese de teşekkür ederim. Bu yazının bir amacı vardı çünkü...
Amerikadaki kadın okullarının amacını anlamanız çok güzel. Liberal felsefeden hareketle, kızların daha da güçlenmesini sağlamak için kuruldukları gerçeğine ben de katılıyorum. Bazıları Amerikalıların bu okulları yine de dini motivasyonla açtığını düşünebiliyor. Sizin bu hataya düşmemeniz güzel. Ama Türkiye'de karma eğitime karşı çıkanların hepsinin aynı niyette olduğunu nerden biliyorsunuz? Düşünce okuma eğitimi mi aldınız? Ben eleştirdiğiniz insanlardan değilim ama onların içinde çalışıyorum. İnanın düşündüğünüz gibi değil.
YanıtlaSilTürkiye'de karma eğitime karşı çıkanlardan şimdilik aldığımız mesaj maalesef ki kız ve erkek iki cinsi birbirinden ayırma temelli. Zaten bu tartışmalar en son yine Siirt'teki yatılı okuldaki taciz skandalı sonrası başladı. "Düşünce eğitimi"ne şimdilik en yakın şey olan "söylem analizi" (tabii kişilerin düşündüklerini söyledikleri varsayımıyla) gösterecktir ki bu çerçevede MEB'in henüz bir "empowerment" söylemi yoktur. Kulağımı açtım bekliyorum, ilk iki cinsi birbirinden dini/cinsel/töresel vs. amaçlı birbirinden ayırmayı hedeflemeyen girişimi fark edeceğim, söz!
YanıtlaSil