Küreselleşme konusunda henüz kararımı vermedim. Elbette ki yerel kültürleri tehdit ediyor, tek tiplilik yaratıyor, küçük sermayeyi büyük sermayenin yatırım eğilimlerini takip etmek zorunda bırakıyor. Ama bana ilaç gibi geldi son birkaç yıldır. Burada kimseye ulaştıramadığım yazılarımı aldı bastı, evimde kara deliklerin yuttuğu başvurularımı aldı, kısa dönemli de olsa kabul etti. Yerel boyutta böcek muamelesi görürken, küresel boyutta bayağı bayağı itibarım var evvelallah.
Yerel kahve sektörümüzü arada desteklesem de bu blogu takip edenler biliyor; seviyorum Starbucks'ı. Zaman zaman bayağı yanık kahve çekirdeği kullansalar da onlara, bana kahvemi alıp kimsenin dikkatini çekmeden elimdeki iş neyse onu rahatlıkla halledebileceğim ortamı hazırladıkları için müteşekkirim. Bugün de, Ankara yağmurunda ıslanan çoraplarımı çorapçıdan aldığım çoraplarla değiştirmeme, ıslak ayakkabı yeni çorapları da ıslatınca bu sefer çıplak ayak, iki çift çorap kurutmama olanak veren ortamı, bana Kızılay'da (Kızılay'da vurgu var) sağladı. Kendisine teşekkür ediyor, küreselleşme mağdurlarına da "Pasta yiyin!" diyorum. Yılbaşı sezonu için getirdikleri ıslak muffin çok güzel.
ıslak çoraplı Akçaaaa, evin oldu orası senin, hem evin hem ofisin:)
YanıtlaSilÇorap asıp kuruttum artık daha ne olsun (:
YanıtlaSilKuzenimin 4 yaşındaki oğlu "mete" tam bir starbucks tutkunu. gerçi "sıtalbaks" diyor ama olsun.son istanbul ziyaretimde dalgınlıkla gloria jeans'e gidelim dedik.kızılca kıyameti koparıverdi. "bulası sıtalbaksss değiiilll,didelim buuldan sıtalbaksaaa didelim" çaresiz kahvelerden iki hüpletip gitmek zorunda kaldık.sonra öğrendik ki "sıtalbaks"ta istediği gibi oyun oynuyabiliyormuş,zıplayabiliyormuş kimse ona kötü kötü bakıp,kızmıyormuş:))seninkine benzer bir "ev hissiyatı" yani:)yalnız değilsin:)))
YanıtlaSilmiroy